
ANKARA’DAN SESLENİŞ
HACAMAT;
İnsan sağlığıyla ilgili geçmişteki tedavilerden esinlendim.
1960’lı yıllardaki yaşanmışlıklardan hareket ettiğimde Rahmetle andığım Sabire Halam lakap olarak (yağızların) gelini idi Halamın kocası (eniştem Rahmetli, namı değer (rakıcı kâmil tekel bayii) halamın kayınvalidesi Rahmetli Vesile anne Çankırı’mızda Hacamat ile hastaları tedavi ederdi, Vesile anne rahmetli olunca halam bu işi yapıyordu. Hatırladığım kadarıyla bir jiletle çizikler atılıyor bardaklar vakumlanıyor hatta bu bardaklar düşmeden nasıl duruyor diye merak ederdim.
Rahmetli Annem de şişeler içinde çok kereler bana sülük aldırtırdı Annem bu sülükleri bacaklarına ve kollarına yapıştırarak kanı emdirerek tedavi oluyordu, ağrılarından kurtulup çok rahatlıyordu, aldığım sülükler için bana dualar ediyordu, Nur içinde olsunlar.
Şimdi yaptığım araştırmalarda görüyorum ki zamanımızın tıp ve ilim adamları, hacamatın, sülüğün, birçok yararlarının ve tedavi edici tesirlerinin bulunduğunda ittifak halindedirler.
Hacamat; Deriden ufak ensizyonlardan vakum yolu ile kan alınmasıdır. Genellikle iki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden bardak veya boynuzla alınır. Vikipedi, özgür ansiklopedi,
Bu işlemler yapılırken, işinin ehli olan uzmanlarca ve güvenilir hijyenik ortam da yapılması gerekmektedir. Peygamber a.s. Hacamatı kendisi yaptırmış ve yapılmasını tavsiye etmiştir. Görülüyor ki bu tedavi yöntemi ülkemizde halen yasaklıdır. Fakat unutulan bu tedavi şeklini devam ettirenler az da olsa varlığını sürdürdüğünü duyuyoruz.
Şunu unutmayalım ki; Ölüm ve ihtiyarlığın dışında (Hadis) yüce ALLAH şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır. Ve diyorum ki hasta olmadan önce sağlığımızın kıymetini, ihtiyarlamadan önce gençliğimizin kıymetini bilelim.
Şimdi yazılı ve görsel medyada bu günlerde doğanın bizlere sunduğu cömertlikten meyve, sebze, ot çöp vs. tabiatta ki yetişen hemen her şeyde şifa olduğunu uzmanlar tespit ederek anlata, anlata bitiremiyorlar, ben de bu anlatılanlardan etkilenerek bir şiir yazdım bu şiirimi de sizlerle paylaşıyor sağlıklı mutlu yarınlar diliyorum.
TABİAT ECZANESİ
Dünya dönüyor bilim ispatlıyor gözler görüyor
Yapılan ilaçları hazırlayıp içersek gününde
Her derde çare var tabiat eczanesinde
Cemreler birer, birer düşmeye başlıyor
Önce havaya, sonra suya, toprakta görüldüğünde
Her derde çare var tabiat eczanesinde
İlmik, ilmik işliyor tabiat ana yüreğimde
Havuç kabızlık çekenlere fersiz bedenlerde
Ispanak demirden eksiklere, diş çürümelerde
Ayvanın çekirdeği yaralarda berelere de
Limon tansiyon yükselen de de, tuz düşürmede
Her derde çare var tabiat eczanesinde
Tabiat eczanesi sağlıklıdır her bedende
Isırgan otu baş ağrısı saçı dökülenlerde
Ihlamur uykusuzlukta mide ülserinde
Sarımsak sinirlere tansiyonu düşürmede
Kızılcık vücudu kuvvetlendirmede ishalde
Her derde çare var tabiat eczanesinde
Unutuveriyoruz yaşadığımız tabiat anayı
Bedenle zihin yorgunluğu için içtiğimiz çayı
Yüce yaratandan ibrettir ramazan ayı
İştahı açar hazmı kolaylaştırır adaçayı
Muşmula böbrekte taşları kumu def etmede
Her derde çare var tabiat eczanesinde
Zararın neresinden dönersek kâr vardır bizlere
Kabak kan yapar iyidir baş ağrısı sivilcelere
Kekik antiseptik, idrar söker tansiyonu düşüklere
Nane kramptan şikâyetlere midesi düzensizlere
Maydanoz taşı kumu olanlara vücuttaki zehirlerde
Her derde çare var tabiat eczanesinde
Derdi veren yüce Allah dermanı da veriyor
Andız, melek otu. Tarçın. Verem’e, iyi geliyor
Şalgam akciğer bronşlarını temizliyor
Pırasa, zeytinyağı, fesleğen kabızlığı gideriyor
Armut, Anason böbrek taşlarını def etmede
Her derde çare var tabiat eczanesinde
Not: Burada yazılanlar hatalı olabilir, bir bilene sorularak hazırlanıp kullanılmalıdır.
Ayrıca tıp ilaçlarının da birçoğunun bu sayılanların ana maddesi olduğunu bilerek hekimlerimizin tavsiyelerine de uymak zorundayız.
Bir yerde okumuştum, yazarı kimdir bilemediğim bir yorumu da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şaka:
Hasta oldun mu gideceksin Doktora çünkü Doktorun yaşaması lazım.
Reçetedeki ilaçları eczaneden alçaksın çünkü Eczacının yaşaması lazım.
Eve gidince sakın ha ilaçları kullanma çünkü Senin yaşaman lazım.
Hoşça kalın Dostça kalın ama gönül kapılarınızı asla kapatmayın. Çankırılı Şair- Yazar Necati ÜLKER